1970 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Öğretmenliği bölümlerinde okudu. Yörünge, Belde, Ülke, İkindi Yazıları, Hece, Tezkire gibi yayınlarda yazdı. Hak-iş Basın danışmanlığı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Başbakanlık müşavirliği, Başbakan Başmüşavirliği ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerinde bulundu. 25 ve 26. Dönemlerde Ankara Milletvekili seçildi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ve NATO PA Üyeliklerinde bulundu. TBMM Filistin ve Lübnan Dostluk Grubu Başkanlığı yaptı. Halen TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi. Evli, 1 çocuk babası.
CHP Genel Başkanı Özel’i kabulüne ilişkin, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bir değerlendirme yaptı ve “Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var… Türkiye’de siyasetin yumuşama dönemini başlatalım diyorum” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi siyasetin yumuşamaya gerçekten ihtiyacı var. Erdoğan karşısında her seçimde yenilen, 14-28 Mayıs’ta “bu sefer kesin kazanıyoruz” havasıyla seçime girip tekrar kaybeden muhalif kitle yaşadığı hayal kırıklıklarıyla iyice umutsuzluğa boğulmuş, kendisini çaresiz hissetmeye başlamış, sağlıksız bir ruh haline bürünmüştü. 31 Mart seçimlerinde elde edilen yerel başarı bu hastalıklı ruh halinin dağılmasını da beraberinde getirdi. Bu, açıkçası, Cumhur İttifakı kitlesi açısından da “kaybetmenin” olumlu bir yanıdır. Keskin bir kutuplaşma sonucu biriken gerilim, muhalefet kitlesine zarar verdiği kadar iktidar seçmenine de zarar verir. Muhalefetin lokal başarısı, her iki kitleyi de gerçeklikle buluşturmuştur.
İyi de, Erdoğan-Özel buluşması böyle bir yumuşamanın yolunu açabilir mi?
Erdoğan-Özel buluşmasına büyük anlamlar yüklenmemesi gerektiğini savunanlardanım. Her ne kadar son 8 senedir olmadıysa da, Türkiye’de iktidar ve muhalefet liderleri ilk kez bir araya gelmiyor. İnönü-Menderes dâhil olmak üzere demokrasi tarihimizde en çetin ve en gergin zamanlarda bile iktidar-muhalefet buluştular, bir masa etrafında oturup konuşabildiler. Yani Erdoğan-Özel görüşmesinde olağanüstü bir durum yok. Görüşmeye ilişkin, Cumhur ittifakının dağılacağı, AK Parti’nin MHP ile yollarını ayıracağı, CHP ile ittifak kurulacağı, Ekrem İmamoğlu’nun devre dışı bırakılacağı yönündeki yorumların ayakları yere basmıyor. Hatta bir ya da birkaç buluşma dahi bir Anayasa değişikliğinin önünü açmaz.
Yine de buluşma, siyasette yumuşamanın kapısını aralamıştır; burası gerçek. Lakin bu yumuşama süreci devam eder mi, edebilir mi? İşte orada umutlu olmamak gerekir.
Muhalif kitle Türkiye’de kutuplaşmayı, gerginliği, kamplaşmayı Erdoğan ve AK Parti’nin ürettiğini iddia eder. Oysa tam tersidir. CHP, 14 Mayıs öncesinde, içerisindeki birbirine zıt kutupları bir arada ve dengede tutmak zorundaydı. Örneğin Alevilerle laikleri, ulusalcılarla solcuları, sosyalistlerle faşistleri ipteki cambaz kıvraklığı ve dikkatiyle avucunun içinde tutuyordu. CHP’nin her 1 Mayıs’ta sol örgütlere destek vermesi ama şiddet eylemleri başlayınca ortadan kaybolması da buna bir örnek. “Sizinle beraberiz ama şiddette ortadan kayboluruz” diyerek devleti de radikal solu da memnun edebiliyordu. İçerdeki tüm bu fraksiyonları bir arada ve dengede tutabilmenin yegâne yolu da bir düşman oluşturmak ve onunla kutuplaşmaktan geçiyordu. Dışarıyla kavga, içerdeki meselelerin üzerini örtüyordu.
CHP’nin şimdi idare etmesi gereken çok daha fazla fraksiyon var. Yukarıdakilere ek olarak denkleme milliyetçiler, ırkçılar, az da olsa muhafazakârlar, sağcılar, Kürtler ve PKK taraftarları eklendi.
Yani CHP’nin şimdi eskisinden daha çok kavgaya, kutuplaşmaya, gerilime ve kamplaşmaya ihtiyacı var.
“Siyasette yumuşama” diyerek Erdoğan önümüzdeki 4 yıl, daha pozitif, daha ılımlı bir yol izleyeceğini gösterdi. Özel’i bu anlamda sıkıştırdı desek yanılmış olmayız. Zira Özgür Özel’in, CHP denklemindeki bu kadar bilinmezle “yumuşak” siyaset yürütmesi çok zor. Yaşayıp göreceğiz.
Cuma günü yayınlanan “İsmailağa’ya Değil, Türkiye’ye Operasyon” yazıma olumlu ya da olumsuz çok sayıda tepki geldi. Yazıya şerh olarak değil ama ek olarak şu hususları vurgulamalıyım:
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Güzel bir yazı olmuş.
Ek açıklamalarınızla da anlaşıldığı üzre doğruyu ısrarla açıklamanız için kalbi teşekkür ederim. Cemaat ve tarikatları öcü gibi göstermek Kemalizm gayesidir ve maalesef başarılıdır.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.